Bu öyküyü diğer emsallerinden ayıran bir özelliği vardır. Çünkü 'Yiğit Muvahhidlerin Öyküsü' bir tarihtir. Ve tekerrürü asla aksamayan bir tarihtir. Nuh aleyhisselam davetten yüz çevirenlerin kulaklarını patlatırcasına daveti haykırışı, çok az bir topluluk olan Talut ve ordusunun Calut ve azgın ordusuna direnişi, İbrahim'in aleyhisselam putları bir bir devirmesi, Ashab-ı Kehf'in tağutların karşısında hakkı haykırmaları, Allah Rasûlü'nün Mekke sokaklarını "De ki: 'Ey kafirler ben sizin ibadet ettiklerinize ibadet etmem' " (109/Kafirun, 1-2) nidasıyla inletmesi, kızgın çöllerde yatırılan Bilal'in "Ahad" deyişi ve daha buraya sığdıramayacağımız nice yiğitlerin, muvahhidlerin öyküsü. Evet, bu tarih nice yiğitlerin öyküsü ile doludur. Eğer tarihin taşıyamayacağı bir yük varsa o da yiğit muvahhidlerin öyküsüdür. Öyküleri/hikayeleri zaman, mekan ve içerik olarak farklı da olsa hedefleri hep aynıdır: Rabblerini razı etmek ve O'nun dinini yüceltmek… Yaşamları ve ölümleri hep bunun için, yani 'La ilahe illallah' davasını yüceltmek içindir. Bu uğurda nice yiğitler öykülerini kanlarıyla yazdılar, yazıyorlar ve yazmaya da devam edecekler. Çünkü bitmeyen tek öykü bu yiğit muvahhidlerin öyküsüdür. Çünkü bu hak ve batıl savaşıdır. Batıl tamamen silininceye kadar bu öyküler yazılacaktır.
Yine tarih, bu muvahhidlerin hep karşısında duran düşmanların, tağutların ve hainlerin hile ve tuzaklarıyla doludur. Kimse firavun öldü diye sevinmesin. Kimse nemrut öldü diye rahata kavuşacağını sanmasın. Kimse Ebu Cehil öldü diye itidali elden bırakmasın. Çünkü firavun şeytandır. Nemrut şeytandır. Ebu Cehiller şeytandır. Şeytan yaşadığı sürece bu hainler farklı isimlerle karşımıza çıkacaktır.
Bu öyküyü diğer emsallerinden ayıran bir özelliği vardır. Çünkü 'Yiğit Muvahhidlerin Öyküsü' bir tarihtir. Ve tekerrürü asla aksamayan bir tarihtir. Nuh aleyhisselam davetten yüz çevirenlerin kulaklarını patlatırcasına daveti haykırışı, çok az bir topluluk olan Talut ve ordusunun Calut ve azgın ordusuna direnişi, İbrahim'in aleyhisselam putları bir bir devirmesi, Ashab-ı Kehf'in tağutların karşısında hakkı haykırmaları, Allah Rasûlü'nün Mekke sokaklarını "De ki: 'Ey kafirler ben sizin ibadet ettiklerinize ibadet etmem' " (109/Kafirun, 1-2) nidasıyla inletmesi, kızgın çöllerde yatırılan Bilal'in "Ahad" deyişi ve daha buraya sığdıramayacağımız nice yiğitlerin, muvahhidlerin öyküsü. Evet, bu tarih nice yiğitlerin öyküsü ile doludur. Eğer tarihin taşıyamayacağı bir yük varsa o da yiğit muvahhidlerin öyküsüdür. Öyküleri/hikayeleri zaman, mekan ve içerik olarak farklı da olsa hedefleri hep aynıdır: Rabblerini razı etmek ve O'nun dinini yüceltmek… Yaşamları ve ölümleri hep bunun için, yani 'La ilahe illallah' davasını yüceltmek içindir. Bu uğurda nice yiğitler öykülerini kanlarıyla yazdılar, yazıyorlar ve yazmaya da devam edecekler. Çünkü bitmeyen tek öykü bu yiğit muvahhidlerin öyküsüdür. Çünkü bu hak ve batıl savaşıdır. Batıl tamamen silininceye kadar bu öyküler yazılacaktır.
Yine tarih, bu muvahhidlerin hep karşısında duran düşmanların, tağutların ve hainlerin hile ve tuzaklarıyla doludur. Kimse firavun öldü diye sevinmesin. Kimse nemrut öldü diye rahata kavuşacağını sanmasın. Kimse Ebu Cehil öldü diye itidali elden bırakmasın. Çünkü firavun şeytandır. Nemrut şeytandır. Ebu Cehiller şeytandır. Şeytan yaşadığı sürece bu hainler farklı isimlerle karşımıza çıkacaktır.
Ürünlerde fark ettiğiniz fiyat ve içerik yanlışlıklarında, Ürün Hata Bildir Ekranını kullanmanız genel olarak sözlü söylemlerden çok daha faydalıdır.
Sözlü bildirimler atlanabiliyor, fakat buradan yapacağınız bildirimlere tek tek bakılarak gereken düzenleme yapılmaktadır. Bu ekrandan yapılan bildirimler genel olarak düzenlenerek tüm kullanıcılara yansıtılması ve doğru bilginin sağlanması amaçlanmaktadır.