Tevhid'den sonra davet ettiğimiz en önemli mesele ise Sünnet'tir. Yani akidevi konular başta olmak üzere tüm İslami meseleleri Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ve ashabının anlattıkları ve yaşadıkları şekilde kabul edip hayata aktarmak ve onlardan sonra sonra çıkmış olan bid'atleri reddetmektir. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem sahih hadiste ümmetinin yetmiş üç fırkaya bölüneceğini ve bunlardan sadece bir tanesinin kurtulaşa ereceğini beyan etmiş ve bu Fırka-i Naciye'yi de "Benim ve ashabımın yolu üzere olanlar..." diye tarif etmiştir. Bu yolu devam ettiren yegane fırka ise Ehl-i Sünnet ve'l Cema'attir. Hiçbir kişi ve topluluk kendisine Ehl-i Sünnet ismini vermek ile bu kurtulan fırkaya dahil olmaz. Ehl-i Sünnet'in en bariz vasfı hayırlı ilk üç nesil olan Selef-i Salihin'e tabi olmak ve onlardan sonrakilerin sözlerine karşı temkinli olmak, halefin çıkarttığı bid'at ve münkerlerden uzak durmaktır.