“Az emek sarfederek savaşmaksızın akıl oyunları yoluyla ya da hangi meşrû yol ile olabiliyor ise zaferin önünü açıp kazanmayı sağlamak” asıl konumuzdur. Bu, kişileri İslam'a kazandırmak için de olabilir, düşmanın şerrinden emin olmak için de. Her ne şekilde olursa olsun amaç; kulların kullara tahakkümünü kaldırmak ve dileyenin inandığı değerlere ibadetini özgür ortamda yapabilmesini sağlamaktır. Karşılıklı savaşa ise son çare olarak başvurulur. Savaşmadan zafere götürecek her meşrû yol caizdir. Bu bağlamda maksat meşrû olduğu kadar, maksada götüren tüm yollar da meşrû ve caiz olmalıdır. Müslümanlar genellikle düşman ile karşılaşmalarından önce onları savaşmadan geri dönmeye yahut İslam'a girmeye veya teslim olmaya davet etmişlerdir. Savaş başladıktan sonra dahi fırsat bulunduğunda yine düşmanları İslam'a davet etmişler, bunu da kabul etmediklerinde son çare olarak Allah'ın dininin hakimiyeti için savaşmışlardır.