Asr-ı Nübüvvet'in Ayırıcı Özelliklerinden Biri de Adab'tır!
Bugün Müslümanların geri kalmasının, davetinin yayılmamasının sebeplerinden biri de ahlaka/adaba gereken önemi vermememiz, bu konuda eksik olmamızdır. Bu sebeple yoluna davet ettiğimiz Selef-i sâlihîne, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'e öğrencilik yapmış, onun elinde yetişmiş ve adeta İslam'ın yeryüzündeki canlı örneği olan sahabe nesline uygun bir nesil inşa etmeliyiz.
Her ne kadar i'tikâd birinci ve en önemli esas olsa da selef yoluna davet etmenin gayesi, onlara sadece akîde konularında uymak değildir; yüce dinimizin bütün konularında onlara uymak; onların ibâdet, düşünce, hal-hareket ve ahlak konularındaki yöntemlerine de uymaktır. Ama maalesef günümüzde selef yönteminin bu önemli yönüne hak ettiği önemin verilmediğini ve gerekli özenin gösterilmediğini görmekteyiz. Hâlbuki Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: "Ben, ancak yüksek ahlakî değerleri tamamlamak için gönderildim."
Selef de Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'i örnek almış, onun izinden gitmiş, onun ahlakıyla ahlâklanmış ve onun emirlerini yerine getirmiştir. Onlar, Allah Teâlâ'nın "Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz." buyruğunda dile getirdiği dereceye ulaşmışlardır. Eğer bizler, kurtuluşa, başarıya ve doğru yola ulaşmak istiyorsak büyük küçük her konuda, tabiî ki adab/ahlak konusunda da salih selefimizin yoluna sımsıkı sarılmamız gerekir.