Elinizdeki '' Hüküm ve Hİkmetleriyle Ramazan ve Oruç '' kitabı, yayına hazırlamakta olduğumuz '' Sünnet İlmihali/Fıkhu'l Hadis'' çalışmamızın üçüncü cildinin bir bölümü, oruç ibadetiyle ilgili kısımlardan alınmıştır.
Hemen belirtelim ki; insanı takvaya ulaştıran, fecirden ğuruba, bir ay boyunca aç kalmak değildir. İnsanı takvaya ulaştıran; orucun ahlakı,diğer bir ifadesiyle imsak, yani tutmaktır. Allah Resûlü'nün ( sav ) ifadeleriyle söyleyecek olursak ''imanen/inanarak'' ve ''ihtisaben/ecrini Allah'tan (cc) bekleyerek'' yemeyi, içmeyi ve şehveti terk etmektir.
Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: ''Kim inanarak ve sevabını yalnızca Allah'tan umarak Ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları bağışlanır. ''(Buhari,38; Müslim, 760) Burada iman ve ihtisab kaydı önemlidir. Oruca sevk eden amil, imandır. Kişi onu Allah ( cc ) farz kıldığı için ve O'na olan imanından dolayı tutmaktadır . İmanın gerektirdiği tek amel oruç değildir . İman ettiğimiz Allah; aynı zaman da o oruçta ahlaklı olmayı, orucu bir zırh gibi kuşanmayı, oruçla incelmeyi, oruçla diğerkâm olmayı, oruçla nefsi tutmayı... emretmiştir. İşte toplum tarafından takdir görmek veya kınanmamak, alışkanlık veya sağlık nedeniyle oruç tutanlar ile inandığı için oruç tutanlar arasındaki fark burada ortaya çıkmatadır. Toplum için oruç tutan birini ele alacak olursak onun için tek önemli olan,fecir ila ğurub arasında aç kalmakdır. Ötesi onu ilgilendirmemektedir.