Kitabımızda ele alacağımız husus, kitabın adından da anlaşılacağı üzere, Rasulullah’a ait olduğu zannedilen fakat aslında Rasulullah’a ait olmayan sözlerdir. Bu sözlerin kimlere ait olduğunu ortaya koymak, bu konudaki yanlışı elimizden geldiği kadarıyla düzeltmeye çalışmak, bu çalışmanın ana hedefidir. Toplumumuz, hadis ilminden uzak olduğu için birçok hatalar ve yanlışlar kasıtlı ya da kasıtsız olarak ortaya çıkabilmektedir. Bu hususta toplumumuzun en fazla hassasiyet göstermiş olduğu mesele; hadis diye aktarılan veya yazılan sözlerin altında hadis diye kaynak verilip verilmediğidir. Yahutta kaynak olarak her hangi bir kitap ismi verilip verilmediğine bakmaktır.
Nitekim sözün altında herhangi bir kaynak verilmişse bu yeterli görülmekte ve sahih olduğu kanısı kişilerde oluşmaktadır. Dolayısıyla kişi, bu okumuş veya görmüş yahut işitmiş olduğu güzel sözü diğer insanlarla paylaşmak için hemen harekete geçmekte ve bu güzel sözü böylece başkalarına aktarmaktadır.
Vakıa ortadadır ve bu düzeltilmesi gereken bir durumdur. Aksi takdirde bu konuda oldukça yanlış şeyler ortaya çıkmaktadır. Nihayetinde zayıf, mevzu, batıl, hiçbir isnadı olmayan hiçbir şekilde amel edilmesi caiz olmayan bir hadis ile amel edilmeye başlanması, bunun insanlara hadis diye aktarılması ve benzeri birçok yanlışlıklar ortaya çıkmaktadır.